Blog

COVID-19 Salgınında Türkiye’de Yurt İşletmeciliği 1

Bu yazımızda COVID-19 salgınında Türkiye’de yurt işletmeciliği konusuna değindik.

10 Mart 2020 günü ülkemizdeki ilk COVID-19 vakasının açıklanmasının hemen ardından, 12 Mart’ta, Yükseköğretim Kurumu üniversitelerde 3 haftalık tatil ilan etti. Vakaların artması üzerine de 26 Mart’ta üniversitelerin bahar dönemini uzaktan eğitimle tamamlayacağı açıklamasını yaptı. Halen devam etmekte olan bu süreç üniversite öğrencilerine konaklama hizmeti veren yurt işletmelerini de oldukça etkiledi. Yükseköğretimle ilgili sürece YÖK karar verirken, yurt işletmeciliği konusunda ise Milli Eğitim Bakanlığı karar verici konumda. İki kurum arasında senkronize olmayan açıklamalar maalesef yurt işletmecileri, veli ve öğrencileri karşı karşıya getirdi.

Biz de zor durumdaki sektörde neler olduğunu daha iyi anlayabilmek adına Livinsoft olarak işbirliği yaptığımız yurt işletmeleri ile görüşerek COVID-19’a karşı korunma yöntemleri ile bu süreci en az zararla atlatmak için hayata geçirdikleri örnek uygulamaları derledik ve sizleri bu konuda bilgilendirmek istedik:

  •  Aynı şehirde birden fazla şube ile hizmet veren kurumlar kalan öğrencileri bir binaya veya tek bir kata toplayabiliyor. Ancak tek şube olarak hizmet verdikleri için işletmeleri tamamen kapatamayan, kalan az sayıdaki öğrenciye hizmet vermeye devam eden kurumlar da var.

 

  • İşletmesi açık olan yurtlarda en çok dikkat edilen konu sosyal izolasyon ve hijyen. Öğrencilerin odaları ve tüm ortak alanların dezenfekte edildiği, hem personelin hem de öğrencilerin virüsten korunma yöntemleri ile ilgili sürekli bilgilendirildiği görülüyor.  Hemen hemen her yurtta personelin ve yurtlarda konaklamaya devam eden öğrencilerin günlük ateş ölçümü yapılıyor, genel durumları takip ediliyor.

 

  • Sürecin sağlıkla atlatılabilmesi ve virüsün işletmelere girmemesi için en önemli konu, kalmaya devam eden öğrencilerin yurttan çıkışına izin verilmemesi ve rahatsızlık hisseden personelin takip edilip işe gelmesinin önlenmesi. Bir yurtta yeni kayıt veya misafir kabul edilmemesi uygulaması ile karşılaştığımızı da belirtelim. Bu arada yurttan apar topar ayrıldığından kalan eşyasını almak için gelmek isteyenlere işletmeler “eşyalarınız odanızda, güvende, eşyalarınızı almaya gelmek için acele etmeyiniz” yanıtını veriyorlar.

 

  • İstanbul’da görüştüğümüz bir yurt işletmecisi, işler daha kötüye gider de sokağa çıkma yasağı gelirse yurtta kalacak ve hizmeti sürdürecek personeli şimdiden tespit ettiğini belirtti. Tedarikçileri ile görüşmüş ve ilerleyen günlerde tedarikle ilgili sorularına cevaplar aramışlar. Görüldüğü kadarıyla sarf malzeme ve emtia ile ilgili tedarik süreçlerinde şimdilik bir sıkıntı görülmüyormuş.

 

  • En çok merak edilen konulardan birisi Kısa Çalışma Ödeneği (KÇÖ). “Kısa çalışma ödeneğine başvurabilir miyiz ve destek alabilir miyiz ?”  Görüştüğümüz tüm yurt işletmecilerinin bu desteğe başvurduğunu öğrendik. Eğer siz başvurmadıysanız halen geç kalmış değilsiniz. Detaylı bilgi için www.iskur.gov.tr sitesini ziyaret ederek detaylı bilgi alabilir ve başvurunuzu yapabilirsiniz. Devlet kısa çalışma ödeneği ile işletmelere asgari ücretin % 150’sine kadar ve bunun da % 60’ı oranında destek olacağını belirtmiştir. İşletmeler personelini işten çıkarmak istemiyor çünkü işler yoluna girdiğinde tekrar bu personel ile ilerleyecekler. Devletin bu konuda KÇÖ desteği çok önemli görünüyor.

 

  •  Yine veli ve öğrenci ile karşı karşıya gelinen en önemli konu “gelecek ayların ödemesi  ne olacak ?”. Çeşitli resmi açıklamalar yapıldı fakat yurt işletmelerinde ödemelerin ne olacağı konusunda net bir açıklama maalesef olmadı. Veliler özellikle 26 Mart’taki YÖK açıklaması sonrası yurtları telefon yağmuruna tuttu. Ankara’dan bir yurt işletmecisi dostumuz şunu söylüyor ‘ yurdun santrali çöktü , bir de başımıza santral masrafı çıktı’. Çok anlayışlı ve süreçle ilgili bilgi almak isteyen veliler olduğu kadar, aksi yönde davranan veliler olduğu bilgilerini de alıyoruz.  Şu an için en doğru uygulama MEB’na bağlı işletmeler için yönetmeliğin 20.maddesi 4. Fıkrasındaki iptal sürecinin işletilmesidir. Bu süreçte CİMER ve MEB’e yapılan şikayet ve başvurulara devlet tarafından verilen cevaplarda hep bu maddeye atıf yapılmış. Peşin ödeme yapan velilerin önemli kısmı Nisan – Mayıs – Haziran ayının iptal edilip ödemelerinin gelecek yıla aktarılması yönünde talepte bulunuyorlar. Bu çözüm hem velileri hem de yurtları koruyacak en makul çözüm bu gibi gözüküyor. Israrla iptal ve iade isteyen velilere % 30 kesinti sonrası iadenin ne zaman yapılacağı da önemli bir konu. Çünkü çoğu işletmenin elinde hemen ödeme yapabilecek bir likidite bulunmuyor. Eylül ayında yeni kayıtlar ile birlikte bu iade ödemelerinin de tamamlanabileceği öngörülüyor.

Özellikle az sayıda öğrencinin kalmaya devam ettiği faal işletmelerin giderlerini kontrol edebilmesi adına yapılan örnek uygulamaları da aşağıda kısaca paylaşıyoruz;

  • Oda ısıtma ve sıcak su konforunun en iyi olacak şekilde sınırlı saatlere ayarlanması
  • Boş odalardaki buzdolaplarının ayarlarının en düşük seviyeye alınması veya tamamen kapatılması
  • Kullanılmayan çamaşır makinelerinin, elektrikli mutfak aletlerinin kapatılması
  • Alınan internet hizmetinde hızların düşürülerek indirim istenmesi
  • Periyodik bakım hizmeti alınan firmalardan hizmette indirim yapılması, planlanan işlerin ötelenmesi
  • Birden çok asansör olan işletmelerde sadece bir tanesinin hizmette tutulması
  • Kalan öğrencilerin tek bir kata alınarak diğer katlardaki ısıtma, elektrik, temizlik vs. masrafların düşürülmesi
  • Varsa reklam / sosyal medya vs. harcamalarının iptal edilmesi
  • Boşalan odalara ait kalorifer ve su vanalarının kapatılarak enerji tasarrufu sağlanması ve armatür / sifon vs. varsa su kaçaklarının engellenmesi