COVID-19 Salgınında Türkiye’de Yurt İşletmeciliği 2
Değerli Livinsoft dostları,
Geçen hafta yayınladığımız bülten sonrasında sektörümüzdeki pek çok işletme sahibi ve yöneticisinden farklı yorumlar ve sorular aldık, ilginize teşekkür ederiz. Bu sorulara, hukukçumuzun da görüşlerini alarak yanıtlar üretmeye çalıştık. Tabi ki her işletmenin yasal durumu, sözleşmeleri, işletme biçimi farklıdır ve her işletme bu yanıtları kendi süzgecinden geçirip değerlendirmelidir. Biz sadece herkesin aynı gemide olduğu bu sektörde farklı tecrübe ve görüşleri sizlerle paylaşarak bu zor süreci atlatmakta az da olsa bir fayda yaratmaya çabalıyoruz.
- Bazı üniversitelerin telafi eğitimi yapacağı ve bu sebeple yazın az da olsa bir konaklama talebi oluşabileceği gündeme geldi. Bu kısıtlı talebe cevap vermek için her yurt ayrı ayrı açılacağına, talebe cevap verebilecek kadar işletme açılması yönünde bir öneri geldi. Verimliliğin çok önemli olduğu bu dönemde rekabeti bir tarafa bırakarak güç birliği yapmanın tam zamanıdır diye düşünüyoruz. Salgın sonrası ilk fırsatta bölgenizdeki rakip/dost işletmeleri ziyaret ederek birlikte çalışma yolları aramak çok mantıklı olacaktır.
- “İşletmelerimiz nasıl ayakta kalacak ? Kredi alarak ödemeleri kısa bir süre devam ettirebiliriz ancak, bunun zararları ötelemekten başka bir faydası olamayacaktır.” diyor bir başka işletmeci ve ekliyor “Zor duruma düşen şirketler zaten kredi alamıyor, güçlü olanın daha güçlendiği bir sistem var. Orta / küçük işletmelerin ayakta kalabilmesi için devletin desteği şart.” Biz de sektörde birlik olmanın ve devlet nezdinde temsil edilmenin bu aşamada çok önemli olduğu düşüncesindeyiz. Yaz okulu ve telafi eğitimleri olursa (ki büyükşehirlerdeki köklü üniversitelerde daha fazla olacaktır) kayıpların bir kısmının telafi edilmesi mümkün olabilecektir. Bu anlamda çalışan sendikalarımız olduğunu ve devletle irtibat halinde sektör için destek almaya çalıştıkları bilgisini verebiliriz. Dileyen bu sendikalarla bağlantıya geçip üye de olabilir, kendi sesini de duyurabilir.
- “Mücbir sebep sadece işletmeci için mi geçerli, sözleşmenin iki tarafını da bağlayan bir durum söz konusu değil mi ?”diye soran işletmelerin sayısı azımsanmayacak kadar çok. Hukuk danışmanımızın görüşü şöyle :
- “Özel Öğrenci Barınma Hizmetleri Yönetmeliği’nin ilgili hükmü açık ve ortada. Yani 20. Madde 4. Fıkra geçerlidir. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan yapılan açıklamalar da bu yönde. Ancak ‘bir ay içinde iade yapma’ koşulu, burada çok miktarda ödemenin bir anda yapılamayacağı gerekçesiyle ifa zorluğu olarak değerlendirilip iade ödemesinin zamana yayılması ve/veya gelecek yıla aktarılması şeklinde işletilebilir. Ancak ilgi yönetmeliğe tabi olmayan, daire kiralaması yapan işletmeler açısından durum farklı. Zira Mülkiyet Kanunu’na göre kiralama yapan apartlar kiralarının tamamını talep etmeye devam edebiliyorlar. Orada da Borçlar Kanunu’nun 138. Maddesi devreye giriyor. Kendisinden kaynaklanmayan mücbir durumda kiracı aşırı ifa güçlüğü sebebiyle uyarlama davası açıp sözleşmenin iptalini ve ödemenin iadesini talep edebilir. Bu durumda bizim görüşümüze göre ilgi yönetmelikte yer alan % 30 kesinti ile kayıt iptali maddesi, sadece bu yönetmeliğe tabi kuruluşlar açısından uygulanabilir hale geliyor.”Peki yönetmeliğe göre % 30 kesinti hangi miktardan yapılacak ? İlan edilen barınma ücretinden mi yoksa indirimli sözleşme ücretinden mi ? Yemek ücreti % 30 kesintiye dahil mi yoksa hariç mi tutulacak ?Bu konuyu da İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde görev yapan, yönetmelik ve uygulamalara hakim değerli bir şube müdürümüze sorduk : “Yönetmelikte ilan edilen ve anlaşılan fiyat olarak iki ayrı rakam var. Biz bazı işletmelerin ilan edilen rakam üzerinden kesinti yaptığını görüyoruz. Bizce uygun değil. Yemek konusunda ise % 30 kesinti yapılması daha uygun olabilir, tabi hiç kesmeseniz daha iyi.”
Buna göre Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında konaklama ve yemek sözleşmesinde sözleşme fiyatı üzerinden % 30 kesinti yapılması daha uygun gibi duruyor.- “Peki iadeler ne zaman yapılacak, biz parayı peşin hemen ödemiştik, siz de iademizi hemen yapın!” diyen veliler var. Yönetmelikteki ilgili maddede “bir ay içinde iade yapılır” diyor. Ancak öğrenciler odalarını toparlamadan ve teslim etmeden apar topar gittiler, şimdi telefonda paraları iade istiyorlar ama önce onların da gelip odalarını hasarsız şekilde teslim etmeleri gerekiyor. Ondan sonra iade söz konusu olabilir. Ancak aşırı ifa güçlüğü sebebiyle gücü olmayan işletmeler bu iadeleri gelecek Eylül’e kadar bekletecekler mecburen.
- İşlettikleri binalarda mülk sahibi değil kiracı olan işletmecilerimiz için bir öneri sunuyor bir diğer işletmeci dostumuz : “Noterden mücbir sebep dolayısıyla şu tarihe kadar kira ödeyemeyeceğinizi ihtar ile gönderin yoksa karşı taraf ‘Alacak ve Tahliye Davası’ açabilir.”
Hukuk danışmanımız da bu konuya ilave yapıyor :“İhtar sonrası sözleşmenin koşullarını yeniden düzenlemek için uyarlama davası açmak iyi olur, böylece mücbir sebep sonrası kiranın hangi aylar alınmayacağı veya düzeltme bu dava ile netleştirilebilir.” Zira önümüzdeki kış bu pandeminin tekrar yayılıp benzer durumları yaşamamak için hiç bir garanti yok. Öyleyse mevcut sözleşme ve yükümlülükleri buna göre düzenlemekte fayda var gibi görünüyor.
Sektörümüz tüm ülke ve dünyada da olduğu gibi zor günler geçiriyor. Diğer yandan Özel Öğrenci Barınma Hizmetleri Yönetmeliği’nin uygulanmasındaki yetkilerin Milli Eğitim Bakanlığı’ndan Gençlik ve Spor Bakanlığı’na geçmesi bekleniyordu. Yaşanılan süreç bu yetki devrinin zamanlamasını etkileyecek mi ? Yetki devrinden sonra yönetmelikte ne gibi değişiklikler olacak ? Bunları da takip etmek gerekiyor. Bir ilimizdeki Gençlik ve Spor Bakanlığı İl Müdürü’nü arayarak sorduğumuzda şu yanıtı aldık : “Yönetmelik üzerinde çalışılıyordu, sektörden de çeşitli görüşler alınarak belli bir noktaya gelindi. Temmuz ayı itibari ile yeni yönetmeliğe geçilecek, merak etmeyin.”